Nazım Hikmet, hayatını sanata adamış edebiyat alanındaki eşsiz yazarlarımızdan birisidir. 20 Kasım 1921 tarihinde Selanik’te dünyaya gelen Nazım Hikmet, 1921 doğumlu olmasına rağmen eski zamanlarda nüfus kayıtlarının düzgün tutulmamasından dolayı kendisinin resmi kayıtlarda 15 Ocak 1902 doğumlu olarak görüldüğü bilinmektedir. Özellikle şiir denildiği zaman akla gelen ilk isimlerden birisi olan Nazım Hikmet’in büyük bir vatansever olduğu ve bundan dolayı şiirlerinin büyük bölümünün ana temasının vatan sevgisine dayalı olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Ünlü şairin ilk şiiri olan Feryad-ı Vatan şiiri de Nazım Hikmet’in ne kadar vatansever olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Ortaokul eğitimini Galatasaray Sultanisinde olan Nazım Hikmet, burada eğitim aldıktan sonra Heybeliada Harbiye Mektebine gitti. İlgili dönemde Türk milleti için en önemli tarihi olaylardan birisi olan Kurtuluş Savaşı meydana geldiğinden dolayı Anadolu’ya geçmek zorunda kalan ünlü şair bir süre sonra hastalandı ve bu nedenden dolayı Bahriye’den ayrılmak zorunda kaldı. Askeri alanda yer almaya sağlık sorunları engel olduğundan dolayı kendisi öğretmenlik mesleğini icra etmeye başladı ve Bolu iline giderek burada bir süre öğretmenlik yaptı.

İlerleyen yıllarda eğitimine devam etmek istediğinden dolayı Moskova’da yer alan bir üniversiteye giderek siyasal ve iktisadi bilimler alanında eğitim aldı. Kurtuluş savaşı bittikten sonra vatan hasreti ile yandığından dolayı ülke topraklarına gelen yazarın ülke sınırları içerisinde kalması çok uzun zaman almadı. Bunun nedeni ise dönemin popüler dergilerinden birisi olan Aydınlık Dergisinde kaleme aldığı yazılardır. Ülke yönetimini sert bir dille eleştirdiğinden dolayı başarılı yazar 15 sene hüküm giydi ve esaret kendisine uygun olmadığından dolayı ülkeyi terk ederek Sovyetler Birliğine gitti. İlerleyen yıllarda af kanunundan yararlanan yazar Türkiye’ye geri döndü ve ilk olarak Resimli Ay adlı dergide yazarlık yapmaya başladı. Ancak geçmişte kaleme aldığı yazılar göze battığı gibi Resimli Ay dergisinde de kaleme aldıkları göze battı ve yapılan yargılama sonrasında 12 yıl hapis cezası aldı. 12 sene tutuklu kanlan Nazım Hikmet, tekrardan ceza almaktan korktuğundan ötürü cezasını tamamladıktan sonra Sovyetler Birliğine gitti. Tahminlerinde yanılmayan Nazım Hikmet, yurt dışında olmasına rağmen tekrardan yargılandı ve kendisi Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Durumu aşırı derecede içerleyen Nazım Hikmet dedesinin ana vatanı olan Polonya’ya gitme kararı aldı ve buraya giderek soyadını değiştirip Borzecki soyadını aldı.

Hayatının büyük bölümü kaleme aldığı yazılardan dolayı yargılanmak ile geçen Nazım Hikmet, tarih 3 Haziran 1963’ü gösterdiğinde geçirdiği kalp krizinden dolayı dünyadan ayrılarak ebedi istirahata çekildi. Geçmişte kendisinin adil bir şekilde yargılanmadığı günümüzde de sürekli olarak gündeme getirildiğinden dolayı bakanlar kurulu tarafından çıkarılan özel bir karar ile Nazım Hikmet vefatından uzun zaman sonra Türk vatandaşlığına geri alındı.

Nazım Hikmet, özellikle yazdığı şiirler ile tanınmaktadır. Şiir alanında bu denli başarılı olmasının en büyük nedeni kendisine has bir üslubunun olmasıdır. Şiirlerinde hece ölçüsüne dikkat eden bir şair olsa da diğer hececilere oranla kendisinin farklı bir tarzının bulunduğu kabul edilen bir gerçektir.

Memleketimden İnsan Manzaraları, Unutulan Adam, Tahir ile Zühre, Sevdalı Bulut ve Ferhad ile Şirin gibi herkesin bildiği birçok eseri kaleme alan ünlü üstadı saygıyla anıyoruz.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here